29 Ocak 2014 Çarşamba

kars'ta geçmişin izleri

Kars'ta geçmişin izleri
Kuruluş tarihi bilinmeyen Kars’ın adının, Gürcü dilinde “kapı şehri” anlamında “Karis Kalaki”den geldiği sanılır. Bir sınır ve garnizon şehri olan Kars, İlk Çağdan bu yana coğrafî konumu, stratejik önemi dolayısıyla, tarih boyunca arkası kesilmeyen savaşlarda birçok kez yıkıma uğramıştır. 1064’te Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan tarafından fethedilen şehir, 1239’da Moğollar tarafından bir kez daha yıkıldı. Akkoyunlu savaşlarında yeni bir yıkıma uğradı. Kanunî Sultan Süleyman’ın 1534’teki İran Seferi’nde Osmanlı yönetimine girdi ve şehir Osmanlılarca imar edildi; Kars Kalesi yeniden yapıldı.

16. yüzyılda Erzurum Eyaleti’ne bağlı bir sancak merkezi olan Kars, 1828’de Rus ordusu tarafından işgal edildi. Ruslar Kırım Savaşı’nda şehri ele geçirdilerse de, Paris Antlaşması (1856) uyarınca çekilmek zorunda kaldılar. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Kars yeniden Rusların eline geçti; Çarlık yönetimi, merkezi Kars olan, Ardahan, Kağızman ile Oltu’yu da içeren Kars Oblastı’nı oluşturdu. Çarlık yönetimi sırasında yöreye Rus, Yunan, Oset, Malakan göçmenler yerleştirildi; işgal altındaki topraklardan 100.000 dolayında Türk, Anadolu’ya göç etmek zorunda kaldı. Ekim 1917’deki Sovyet Devrimi’nin ardından yapılan barış antlaşması uyarınca Ruslar, Kars’tan çekildiler. Mondros Müterekesi (30 Ekim 1918) hükümleri uyarınca, Osmanlı birliklerinin I. Dünya Savaşı öncesindeki sınırlara çekilerek Kars, Ardahan ve Batum’u boşaltmasından sonra Kasım 1918’de “Kars İslam Şûrası” adıyla bir direniş örgütü oluşturuldu. Bu örgütün önderliğinde Kars’ta toplanan kongrede Güneybatı Kafkasya Geçici Millî Hükûmeti kuruldu.

Ancak İngiliz birlikleri bu hükûmetin çalışmalarını engellediler; bu durumdan yararlanan Gürcü ve Ermeni birlikleri Ardahan ve Kars’a girdi. Ankara Hükûmeti’nin Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa 30 Ekim’de Kars’ı geri aldı. Kars, daha sonra imzalanan Moskova (16 Mart 1921) ve Kars (13 Ekim 1921) antlaşmalarıyla Türkiye sınırları içinde kaldı. 1924’te aynı adlı ilin merkezi oldu. Güzel Sanatlar: Kars’ta ayakta kalabilmiş tarihî yapı çok azdır. Kentin en eski tarihî yapısı, Saltuklular zamanında yapılan Kars Kalesi’dir (1152). Beş kat surla çevrilen yapı, iç ve dış kale bölümlerinden oluşur. Oldukça sağlam kalmış olan iç kaleyi çevreleyen dış kalenin ancak kalıntıları günümüze ulaşmıştır. İç kalenin çevresinin uzunluğu 3.500 metredir. Havariler Kilisesi (932-937), 12 havari adına yapılmış bir yapıdır. 1579’da camiye çevrilen yapı, Selçuklu kümbetlerine benzediği için Kümbet Camii olarak adlandırılır. Kilisenin kubbe kasnağının pencere kemerleri arasında havarilerin kabartmaları bulunur. Diğer yapılar arasında Evliya Camii (1579), yıkık durumdaki Paşa Sarayı (1579) sayılabilir. Kars Çayı üzerindeki Taş Köprü (1579) üç gözlü bir yapıdır.
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder